16 Ekim 2013 Çarşamba

Örümcek ısırtı, hayatı kabusa döndü !

İngiltere'de kara dul (örümcek) tarafından ısırılan adamın ayağı zor kurtarıldı.



İngiltere'de yaşayan Ricki Whitmore isimli adam, küçük bir örümcek ısırığı sebebiyle neredeyse ayağını kaybedecekti.

Doktorlar zehri 39 yaşındaki adamın ayağından dışarı atabilmek için uzun operasyonlar yaptı.

Sonunda zehrin tamamını ayağın dışına alan ve yayılmasını önleyen doktorlar, Whitmore'un ayağını kesilmekten kurtardı. Ancak şimdi Whitmore, ayağında derin yarık izleriyle yaşamak zorunda kalacak.

Öte yandan Whitmore'un tekrar yürüyebilmesi için 6 ay boyunca fizyoterapi görecek.

Whitmore'un en zehirli örümcek olarak bilinen kara dul örümceği tarafından ısırıldığı belirtiliyor. 
Kimliği 22 yıl sonra belirlendi !
ABD'nin New York kentinde cinayete kurban giden kız çocuğu 22 yıl sonra teşhis edildi.

New York'ta 1991 yılında cinsel saldırıya uğradığı ve sonrasında işkence ile öldürldüğü tespit edilen 3-5 yaşlarındaki kız çocuğunun ölümünün 22. yılında son bir defa dosyasının incelemeye alınması sonucu kimliğine ulaşıldı. New York Post gazetesindeki habere göre, Manhattan'da, cesedi bir pikniksoğutucusunun içine yerleştirilmiş vaziyette bulunduktan iki yıl sonra 1993 yılında kimliği belirlenemeden gömülen küçük kız çocuğunun isminin Angelica Ramirez olduğu belirlendi. Gaddarca ölümünün ardından kız çocuğunun hiç bir akrabası ortaya çıkmamıştı.

New York Polisi'nin yaptığı açıklamaya göre, kimliği tanımlanamadığı için ''Umut Bebek'' diye adlandırılan kız çocuğu hakkında yeniden başlatılan bir araştırmada annesine ulaşıldı. Mahalle sakinlerinden birinin polisi öldürülen kızın ablasına yönlendirmesi sonucu gerçeğin ortaya çıktığı olayda ailenin bilgileri ise paylaşılmadı. Ailenin Meksika asıllı olduğu, cinayetin işlendiği dönemde annenin çok korktuğu için sesini çıkaramadığı öğrenildi. Minik kız Angelica'nın katilinin babası olma ihtimali üzerinde durulurken, zanlının New York veya Meksika'da yaşıyor olabileceği tahmin ediliyor.

Alakargaların kendi türünden ölenler için cenaze töreni düzenlediği ortaya çıktı.

İnanılmaz ama alakargaların kendi türünden ölen kuşlar için cenaze töreni düzenledikleri ortaya çıktı. ''Animal Behaviour'' dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, ''Alakarga'' olarak bilinen kuş, kendi türünden bir kuşun ölüsünü gördüğünde yiyecek arayışına son verip diğerlerine sesleniyor. Çağrıyı duyan alakargalar, ölü kuşun etrafında toplanıyor.



California Üniversitesi'nden Teresa Iglesias ve arkadaşları, çeşitli evlerin arka bahçelerine renkli tahta parçaları, ölü alakargalar, içi doldurulmuş alakarga ve orman baykuşları bıraktı.



Araştırmacılar, renkli tahta parçalarına tepki vermeyen alakargaların kendi türünden kuşun ölüsünü gördüğünde diğerlerini uyarmak için farklı biçimde ötmeye başladığını ve çağrıyı duyan diğer alakargaların da ölü kuşun etrafında toplandığını belirledi. Arkadaşları için gürültülü bir ''Cenaze töreni'' düzenleyen alakargaların, gün boyu beslenmeye çıkmadığı gözlendi.



Alakargalar, en büyük düşmanları olan orman baykuşlarını gördüğünde de türdeşlerini uyarıyor. Çağrıyı duyup bir araya toplanan alakargalar, ortak düşmanlarının üzerine çullanıyor. Alakargalar, aynı davranışı içi doldurulmuş alakargaları gördüklerinde de sergiliyor.



Alakargaların kendi türlerinden bir kuşun ölümünü diğerleriyle paylaşılması gereken bir durum olarak gördüklerini belirten Iglesias, söz konusu kuşların aynı zamanda türdeşlerinden birinin ölümüne neden olan şeye karşı birbirlerini güvenceye almaya ve bir araya toplanarak karşılarına çıkabilecek riski azaltmaya çalıştıklarına işaret etti. 



Zürafa ve fil gibi bazı hayvanların ölen akraba üyelerinin cesedi çevresinde dolaştıklarını belirleyen bilim adamları, hayvanların da tıpkı insanlar gibi ölüm kavramına yabancı olmadıklarını ve hatta ''Yas'' tuttuklarını ileri sürüyor.

Balıkesir'deki Koca Saat 186 yıldır çalışıyor !

Balıkesir'in simgesi olan Koca Saat 186 yıldan bu yana çalışıyor.



Balıkesir'in simgesi olan Koca Saat 186 yıldan bu yana çalışıyor. Yıllara meydan okuyan saat kulesine 10 yıldır tırmanan Murat Gündoğan, haftada iki kez 80'den fazla basamak çıkarak saati kuruyor ve çan sesinin şehirde yankılanmasını sağlıyor. 
Balıkesir'in merkezinde bulunan ve vatandaşların Saat Kulesi ile Koca Saat olarak andıkları saat yaşadığı onlarca depreme rağmen yıllara meydan okuyor.
Saat kulesinin girişinde bulunan mermer kitabeye göre, 1827 yılında Silistre Valisi Giridizade Mehmet Paşa tarafından Galata Kulesi'nin bir benzeri olarak yapılan Saat Kulesi, Balıkesir'de 1897 yılında yaşanan büyük bir deprem sonucunda yıkıldı. 1901 yılında Mutasarrıf Ömer Ali Bey tarafından tekrar yaptırılan saat kulesi 1962 yılında Balıkesir Belediyesi tarafından onarıldı.

ONUN GÖREVİ SAAT KURMAK
1827 yılından bu yana saat kulesinin üst katında bulunan saat bugün hâla çalışıyor. 186 yıldır çalışan saatin tüm bakım ve kurma işlemini Balıkesir Belediyesi'nde görevli Murat Gündoğan gerçekleştiriyor. Balıkesir Belediyesi'nin ısıtma ve soğutma sistemlerinden sorumlu Murat Gündoğan, haftanın iki günü saat kulesine tırmanıp dev çıkrıklarla saati kuruyor.
Her Salı ve Cuma günü belediye binasından çıkarak saat kulesine gelen Gündoğan, 1901 yılında yapılan saat kulesinin o yıldan kalan kapısını özenle açıyor. Dar olarak inşa edilmiş 80 merdiven çıkan Murat Gündoğan, tarihle iç içe bir meslek yapmaktan mutluluk duyuyor. Zorlu bir tırmanış sonucu saat kulesinin en üst katına ulaşan Murat Gündoğdu, "Saat kulesinin en üstünden aşağıya sallanan bu kilolarca ağırlıklar aslında saatin mekanizması. Çanın kurma mekanizmasına bağlı bu ağırlıklar yere oturduğunda saatin çanı çalışmaz. Bu saat kurma işlemini o yüzden yapıyoruz. Kulenin içinden aşağıya sallanan küçük ağırlık ise saatin çalışmasını sağlıyor. Hem çanın hem de saatin ağırlıkları dengelidir. Bu ağırlıklar saatin dişlilerinin düzenli çalışmasını sağlamaktadır" dedi.
MARKASI ODOBEY GADET
Saat kulesinin dar merdivenlerini saran ahşap korkuluklar ise saat kulesinin yapıldığı 1901 yılından bu güne yapısını koruyor. 112 yıllık ahşap merdiven ve korkulukların artık eskimeye yüz tuttuğunu kaydeden Murat Gündoğan, şöyle konuştu:
"Saat mekanizmasının bulunduğu üst katın üzeri tamamen ahşaptan ve onun üzerinde de saat çanı var. Saatten çana bir kol çıkıyor, saat kurulduğunda çalma vaktinde kol çana asılıyor ve buçuklarda çan 1 kere çalıyor. Saat başlarında saat kaçsa çan o kadar kez çalıyor. Mesela saat 8 ise çan 8 kere çalıyor. 3 dakika sonra ise saatin çanı tekrar 8 kez daha vuruyor. Bu saat 1827 yılında yapılmış ve o yıldan bu yıla sürekli bu şekilde çalışıyor. 1897 yılında depremde bina yıkıldıktan sonra 1901 yılında kule bugünkü şekli ile tekrar yapılıyor. 1962 yılında bina belediye tarafından onarılmış ve 1985 yılında da restore ettirilmiş."
Saatin ve saat kulesinin tarihi eser olduğunu kaydeden Gündoğan, saati kurmak görevinden büyük heyecan duyduğunu söyledi. Murat Gündoğan, saati 10 yıldır kurduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak bu saati kim kuruyordur diye merak eden var mıdır bilmiyorum. Haftada iki gün kuleye gelerek saati kuruyorum. Saatin bakımı ve tamiri Balıkesir Belediyesi'nin sorumluluğunda biz de elimizden geldiği kadar gayret sarf ediyoruz. Çok sayıda arkadaşım kendisini kuleye çıkarmam için bana teklifte bulundu. Ancak burası tarihi bir yer ve saatin mekanizması çok hassas. Saat merkezde ve dört bir yanında dışarı bakan saat var. Bunların hepsi birbirine bağlı, mekanizmadaki kollardan birine yanlışlıkla dokunursak her yönde saat farklı zamanları gösterir ve bu arızayı gidermek oldukça zor"
Saatin tamamen pirinçten ve karşılıklı millerle tutturulmuş bir düzenekten oluştuğunu kaydeden Gündoğan, çarkların özel bir yağ ile yağlandığını söyledi.
Saatin dişlilerini yağlayan dev çıkrık yardımı ile önce saat çanını ve ardından saati kuran Murat Gündoğan, kuleden aşağı uzanan ağırlıkların kurma işlemi ile dengeye geldiğini söyledi. Saatin kurma işlemini tamamlayan Gündoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu saat kurma görevini bana verdiler, şuan ben yürütüyorum. Biz hepimiz gelip geçiciyiz ama bu saat burada kalıcı. Belediye olarak biz bu saate gözümüz gibi bakıyoruz, kendi çocuğumuz gibi bakıyor tarihi eserimizi koruyoruz."
Kaynak
Dünya rekoru kırması için sadece bir kaç kilogram daha büyümesi gerekiyor.

ANCAK FORKLİFTLE KALDIRILABİLİYOR

Bu kabaktan yüzlerce kabak tatlısı yapılır.

İngiliz çiftçi yetiştirdiği kabağın dünyanın en büyük kabağı olması için gün sayıyor.

Çiftçi Mark Baggs'in rekor aday adayı kabağın ağırlığı tam Smart Car otomobili kadar. Yani 680 kilogram. Rekora sadece bir kaç kilogram kaldı.

ÇAPI 4.5 METRE

Dev tatlı kabağın çapı ise 4.5 metre...Baggs'in kabağı rekoru kırarsa 5 bin TL'lik para ödülünün sahibi olacak.


KAYNAK
Hayatta olduğunu ispatlayamadı!

Yaklaşık 30 yıl önce ailesinin yanından kaçıp kayıplara karışan ve öldüğüne kanaat getirilen Amerikalı bir adam yaşadığını kanıtlamak için verdiği hukuk mücadelesini kaybetti.


Ohio'lu Donald Miller 1986 yılında eşini, iki çocuğunu ve yüklü miktardaki borcunu geride bırakıp kayıplara karışmıştı. 1994 yılında yetkili makamlar ölmüş olduğunu ilan etti.
Fakat 2005 yılında tekrar ortaya çıkan Donald Miller ehliyet başvurusu yapınca kendisine ölmüş olduğu söylendi.

Davaya bakan Ohio'daki magkeme bu hafta açıkladığı hükmünde, Donald Miller'ın tekrar evine döndüğünü ve sağlığının yerinde olduğunu kabul etmekle birlikte, ölüm kararlarının aradan üç yıl geçtikten sonra geri alınamadığını açıkladı.
Amerikan medyasında çıkan haberlere göre, Yargıç Alan Davis, ''Tuhaf bir durumla karşı karşıya olduklarını'' söylüyor.

Mahkemenin gerekçeli kararında, Donal Miller'ın yasal olarak yaşadığının ilan edilmesinin eyalet yasalarına göre imkansız olduğu belirtiliyor.

Yargıç Davis hükmünü açıklarken, ''Bu durum karşısında ne yaparsınız bilmiyorum ama, yasalar kapsamında hala ölüsünüz.'' dedi.

Şu an 61 yaşında olan Donald Miller, 1986'da işini kaybettikten sonra ailesini terkettiğini ve yeniden ortaya çıkana kadar iletişim kurmadığını söyledi.

1994'de ''dul'' kaldığına hükmedilmesinin ardından, eşi Robin'e, Sosyal Sigorta'dan çocuklarının bakımı için dul maaşı bağlanmıştı.

Donald Miller, yasal olarak halen ölmüş kabul edildiği için, Robin Miller'ın, aldığı yardımları Ohio eyaletine geri ödemesi istenmiyor.

Robin Miller'ın avukatı, müvekkilinin mahkeme sonucundan memnun olduğunu ve eski kocasına karşı kötü bir duygu beslemediğini açıkladı.

Kaçtıktan sonra bir yerden diğerine yıllar boyu dolaştığını anlatan Donald Miller, ''öldüğüne'' hükmedileceğini aklının ucundan geçirmediğini söylüyor.

Medyada çıkan haberlere göre, Donald Miller'ın bir ay içerisinde temyize gitme hakkı var.

Varsayılan Sürekli eldiven takmalı yoksa..




Parmaklarını sürekli sıcak tutması gereken 40 yaşındaki Nicola Whitehill'in hayatı bir kabusa döndü...

Küçük bir soğukta parmaklarda kılcal damarlar çekiliyor ve parmak beyazlamaya başlıyor...



Nicola Whitehill, yıllardır çektiği bu çile yüzünden eldivensiz buzdolabından birşey alamıyor.Eldivensiz sokağa çıkamayor...

Bu da yetmez gibi her gün 3 saat sıcak suyla banyo almak zorunda..

Banyo sonrası el ve ayak parmaklarını nemlendirici ile ovması gerekiyor



Raynaud fenomeni : Bir bir vazospastik bir bozukluk neden renk değişimi parmaklar, ayak parmakları olabilir. Fransız doktor Maurice Raynaud (1834-1881) tarafından tanımlanan hastalık ender görülse de kesin bir çaresi yok...

Duygusal stres ve soğuk fenomeni tetikler.İrsi damar hastalıkları ve çeşitli ilaçların yan etkisiyle özellikle de kemoterapi sürecinde uygulanan ağır ilaçların uzullardaki kılcal damarlarda birikmesine bağlı olarak gelişebildiğide gözlemlenmiştir...

Hasta soğuktan yine kaçınmalı , özellikle stresten uzak durulmalı, soğuğa çıkmadan evvel cilde nitrogliserin içeren preparatlar sürülür..



Soğuktan korunmalıdır; eldiven, kalın çorap, başın örtülmesi Kıyafetlerin soğuğu geçirmesini engelleyen yün elbiseler giyilmeli...

Isıtılmış odalar, banyolar Sıcak suyla banyo yapılmalı...

Klimalı ortamlardan kaçınılmalı. Stresten uzak durulmalı...

Buzdolabından bir şey alırken eldiven kullanılmalı Cilt ve tırnak bakımına özen gösterilmeli...

Kendinizi aşırı üzüntü, heyecan, korkulardan korumalı. Stresi azaltıcı gevşeme tekniklerini öğrenmelisiniz.